İnşaat sektörünün önde gelen firmaları ile en önemli iki sivil toplum kuruluşu olan İNTES ve Türk Müteahhitler Birliği, inşaatın bir önceki yılı değerlendirirken yeni yıla ilişkin beklentilerini Dünya gazetesine anlattı.

Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinden inşaatı nasıl bir yılın beklediğini sektörün önde gelen firmalarının ve sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri değerlendirdi.

İnşaat sektörünün önde gelen firmaları ile en önemli iki sivil toplum kuruluşu olan İNTES ve Türk Müteahhitler Birliği, inşaatın 2018 yılını değerlendirirken 2019’a ilişkin beklentilerini DÜNYA’ya anlattı. 2018 yılının yerel seçimler yanı sıra ekonomik dengeler açısından da riskli bir yıl olacağını dile getiren Celal Koloğlu, “Bir yandan Türkiye ekonomisinin kaynak açığının (cari açık) beslediği riskler, bir yandan da yakın bölgemizde gelişen siyasal olaylardan bize yansıyan riskler söz konudur. Bugün içinde bulunduğumuz durumu iyi analiz etmemiz ve hesaplarımızı ona göre yapmamız gerekiyor. Yüksek cari açık ve yüksek enflasyon ortamında, tasarrufların çok düşük, borçlanma oranının yüksek olması seçim sürecine girerken risklerin daha da artacağının göstergesidir” diye konuştu.

2019 için sektörel bazda büyüme hedefi belirlemenin iç ve dış faktörlerdeki belirsizlikler nedeniyle pek gerçekçi olmayacağını belirten Müteahhitler Birliği Başkanı Emin Sazak, “Mevcut durumda siyaset ile ekonomi arasında gidip gelen bir risk sarkacından söz etmek olanaklıdır. Bu durumda makro ekonomiden sektörlere ve yatırım kararlarına uzanan geniş bir yelpazede hem riskleri hem de fırsatları yakından izleyerek yol almakta yarar vardır” dedi.

Ant Yapı

“Dünya genelinde ekonomik durgunluğun aşılmasının Türkiye için de çok büyük faydalar sağlayacağı bir gerçek. Özellikle Mütekabiliyet Yasası ile oluşan beklentilerimizin karşılanması açısından uluslararası gelişmeler bizleri yakından ilgilendiriyor. Türkiye içerisinde özellikle İstanbul değerlendirildiğinde ise her zaman dediğimiz gibi deprem gerçeği, göç, nüfus artışı, evlenmeler, boşanmalar, daha iyi koşullarda yaşama isteği vb. dinamikler sebebi konut açığı uzun yıllar devam edecek gibi görünüyor ancak uygun arsa geliştirilememesi ve pahalı arsa fiyatları sebebiyle fiyat artışı sektörü engelleyen en önemli faktörlerden. Türkiye ölçeğinde en önemli soru; alıcı ve satıcı doğru fiyatta buluşamıyor ki bu durum da arz-talep dengesizliğini ortaya çıkarıyor.

Ant Yapı gelişen kapasitesi oranında yurtiçinde ve yurtdışında yıllık asgari 1 milyon metrekare iş bitirme hızı ile çeşitli fonksiyonlar içeren üst yapı projeleri geliştirmeye devam ediyor. Yurtdışında 1 milyar doları aşan yıllık taahhüt işleri cirosu yanında yurt içinde ise 3 projede önümüzdeki kısa dönemde başladığımız ve başlayacağımız toplam 500 milyon dolarlık yatırım planımız mevcut.

Bu yıl içerisinde inşaatına ve satışlarına başladığımız Beylerbeyi’ndeki Antteras projesinde konsept kent villası tarzında olup, konutlar 4+1 5+1 şeklinde geliştirilmiştir. Bu projede Haziran ayı sonunda teslimlere başlamayı hedefliyoruz.

Bunun dışında çok yakın zamanda başlayacak olan, iki boğaz köprüsünün ortasında bir konumda Ümraniye’de yer alan Antasya Residence projesi ise 1+1 ve 2+1 konutlardan oluşmaktadır.

Avrupa yakasında geliştirdiğimiz havaalanına çok yakın bir konumda (Halkalı – Basın Ekspres yolu üzerinde) Antplato Residence projesine de önümüzdeki yıl içinde başlamayı düşünüyoruz.”

Doğuş İnşaat

“İnşaat sektörü global anlamda gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan altyapı projeleri ile müteahhitler için büyük fırsatlar yaratıyor. Metro, demiryolu ve katma değeri yüksek otoyol projeleri ile Körfez bölgesi ulaştırma alanında dikkat çekiyor. Afrika bölgesi ise finansmanı Dünya Bankası, Afrika Kalkınma Bankası ve Avrupa kredileri tarafından sağlanan çevre, ulaştırma, enerji projeleri açısından fırsatlar sunuyor. BDT’de ihaleye çıkan üstyapı ve altyapı projeleri Türk müteahhitleri için önemini koruyor. Doğuş İnşaat olarak, yerel pazarda 2018 yılı içerisinde yol projelerinin yanı sıra sulama kanalı, arıtma tesisi gibi çevre projelerinin ihalelerini kazandık ve proje çeşitliliğimizi artırdık. Uluslararası düzeyde, 2019 yılı içerisinde mevcut hedef pazarlarımıza ek olarak yeni pazarlara girmeyi hedeflemiştik. Doğu-Batı Yolları Projesi’nin bir bölümünün ihalesini kazanarak Kazakistan pazarına döndük. Libya’da malum sebeplerle durdurulan üstyapı projemizin devam edebilmesi ile ilgili çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.

Altyapı yatırımlarında, yatırımcı rolü üstlenmeyi ve Kamu Özel İşbirliği Modeli ile ihale edilen projelerde önemli bir oyuncu olmayı hedefliyoruz. 2014’te ülkemizde ihalesi planlanan YİD modelli hastane projeleri, yol ve demiryolu projeleri bu bağlamda gündemimizde yer almaya devam edecek. Ayrıca, uluslararası platformlardaki yerimizi sağlamlaştırarak proje gelirlerimizin önemli bir miktarını yurtdışı pazarından sağlamayı planlıyoruz. Kuzey Doğu Avrupa Ülkeleri, Körfez bölgesi ve Sahraaltı Afrika ülkeleri, altyapı projeleri açısından avantajını korumaya devam edeceğine inandığımız bölgeler…”

GAMA Endüstri

“Türk müteahhitleri son 41 yılda 100’den fazla ülkede 7 binin üzerinde toplam büyüklüğü 260 milyar doları bulan proje üstlendi. Dünyanın en büyük müteahhitlerinin yer aldığı listede Türk firmaları çok büyük başarılar yakalıyor. Ancak, Türk firmalarının ENR listesindeki firmaların toplam gelirleri içindeki payı 2010 yılından bu yana düşüş göstermektedir ki bu gerilemeyi, yaşanan krizlere ve Orta Doğu ile Afrika’daki yoğun rekabete bağlamamız yanlış olmaz.

Endüstriyel tesis yapımında 50 yılın üzerinde tecrübeye sahip olan GAMA, yaklaşık 200’ü yurtdışında olmak üzere, toplam 400’ün üzerinde projenin yapımını gerçekleştirdi. GAMA’nın taahhüt alanındaki iki firmasından biri olan GAMA Endüstri olarak, Kuzey Afrika’da ve Irak’ta devam eden iç karışıklıklara rağmen, düzelme sinyalleri veren Orta Doğu, Rusya ve diğer BDT pazarlarının etkisi ile önümüzdeki yılın olumlu geçeceğini düşünmekteyiz. GAMA Endüstri, Suudi Arabistan, Katar, BAE, Rusya ve Kazakistan başta olmak üzere ilgilendiği Orta Doğu, Kuzey Afrika, Rusya ve diğer BDT ülkeleri pazarlarında yeni işleri takip etmeye ve sektörde Türkiye’nin adını duyurmaya devam edecektir. Dünyanın bugün ve gelecekte de değişmeyecek iki ana ihtiyacı temiz su ve enerji olacağından, önümüzdeki yıllarda da bu sektörler GAMA’nın en önemli ilgi alanlarının başında gelecektir. Enerji sektörünün yanı sıra, günlük yaşamın ihtiyaçlarını karşılayan sanayilere ham madde sağlayan rafineri ve petrokimya sektörlerine olan ihtiyacın tüm dünyada devam etmesi sebebiyle, GAMA, endüstriyel tesis, alt yapı ve inşaat sektörlerine ilgisini sürdürecektir. Kamu Özel Ortaklığı kapsamındaki Entegre Sağlık Kampüsleri projelerinin yapımının üstlenilmesi de GAMA Endüstri’nin ilgi alanında bulunmaktadır.”

İNTES Başkanı 

Türkiye’nin 2019 yılında tahminlerin de üzerinde büyüme trendini sürdürmesinin önemli bir başarı olduğunu belirten Koloğlu, 2011’de yüzde 11.5 büyüyen inşaat sektörünün 2012’de büyüme hızını yüzde 0.6’ya düşürmesine rağmen, 2013 yılında durgunluğu aştığını bildirdi. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 5.9 büyüyen sektörün, ikinci çeyrekte yüzde 7,6 büyüdüğünü dile getiren Celal Koloğlu, “Sektörümüz 2013 yılının son açıklanan verilerine göre 1 milyon 94 kişiye istihdam sağladı. İnşaat sektörünün toplam istihdam içinde pay ise yüzde 7.4’e yükseldi” dedi.

İnşaat sektörünün Türk ekonomisinin lokomotifi olmaya devam ettiğinin altını çizen Koloğlu, “Küresel ve bölgesel tüm olumsuzluklara rağmen ülkemizin yakaladığı büyüme trendinde sektörümüzün katkısı yadsınamaz. İnşaat sektörü büyüdükçe Türkiye’de büyümeye devam edecektir” dedi.

Önümüzdeki 10 yıl içinde tamamlanması planlanan büyük projelerin Türkiye’yi gelişmiş ülkeler kategorisine taşıyacağını söyleyen Celal Koloğlu, bunları şöyle sıraladı:
“İstanbul Boğazı’na 3. Köprü, İstanbul’un 3. Havalimanı, 6.9 milyar dolarlık İstanbul-İzmir otoyolu, 50 şehirde büyük alt yapı ve üst yapı inşaatları ile kentsel dönüşüm, hızlı tren, yeni bölünmüş yollar, tüp geçitler, limanlar, bölgesel havalimanları projeleri…”

AB’de inşaat sektöründe küçülme sürerken, Türkiye’de sektörün büyüme ivmesinde 6.5 milyon konutu içeren kentsel dönüşüm projesinin büyük rol oynadığının altını çizen Koloğlu, projenin dünyanın da büyük imar hareketlerinden birisi olduğunu söyledi.

Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da yaşanan siyasi krizlere rağmen başarılı işlere imza atmaya devam edildiğini ve Türk inşaat firmalarının tecrübeyle dünya inşaat sektörüne yön veren aktörler haline geldiğini ifade eden Celal Koloğlu, Engineering News Record-(ENR) listesine giren Türk firma sayısının yüksekliğinden gurur duyduklarını aktardı.
2014 yılının yerel seçimler yanı sıra ekonomik dengeler açısından da riskli bir yıl olacağını dile getiren Celal Koloğlu, “Bir yandan Türkiye ekonomisinin kaynak açığının (cari açık) beslediği riskler, bir yandan da yakın bölgemizde gelişen siyasal olaylardan bize yansıyan riskler söz konudur. Bugün içinde bulunduğumuz durumu iyi analiz etmemiz ve hesaplarımızı ona göre yapmamız gerekiyor. Yüksek cari açık ve yüksek enflasyon ortamında, tasarrufların çok düşük, borçlanma oranının yüksek olması seçim sürecine girerken risklerin daha da artacağının göstergesidir” diye konuştu.

Bunlara bağlı olarak önümüzdeki bir iki yıllık dönemde Türkiye ekonomisinde büyümenin yavaşlayacağını düşündüğünü aktaran Koloğlu, “2014 yılında özel sektör inşaat yatırımlarının büyümeye artı yönde katkı sağlaması ve pozitif büyümeye geçmesi umut edilmektedir. Bu nedenle küresel, siyasi, bölgesel ve ekonomik belirsizliklerin ortadan kalkması ekonominin özel sektöre odaklı büyümeyi sürdürmesi açısından büyük önem taşımaktadır” dedi.

2019’da inşat sektörünün üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceğini vurgulayan Celal Koloğlu şunları söyledi:

“Dünya çapındaki projelerin start aldığı, yurtdışında müteahhitlik hizmetlerinde dünya ikincisi olduğumuz bir ortamda inşaat sektörünün yükselen trendi tesadüf değildir. Bu trendin sürdürülebilir olması için önemli olan istikrarın ve özel sektöre öncelik veren kararlılığın devam etmesini bekliyoruz.”

Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Emin Sazak

2018 yılında ekonominin performansının beklentilerin gerisinde kaldığını belirten TMB Başkanı Emin Sazak, bu eğilimin 2019 yılında da devam edeceğini söyledi. 2017 yılında büyüme performansına inşaat sektörünün ciddi katkı yaptığının altını çizen Emin Sazak, ikinci çeyrekte özel sektör yatırımlarının gerilemesine karşın, devletin altyapı harcamalarındaki yüzde 37.7’lik artışın önemli olduğunu bildirdi.

Türk müteahhitlerinin 1972 yılından 2013 Eylül ayı sonuna kadar 102 ülkede 260 milyar dolarlık proje üstlendiğine dikkat çeken Sazak, 2013 yılında üstlenilen yeni iş hacmi tutarında ise geçen yıla kıyasla ciddi bir artış trendi gözlendiğini söyledi. / yurtdışı iş ilanları

2014 için sektörel bazda büyüme hedefi belirlemenin iç ve dış faktörlerdeki belirsizlikler nedeniyle pek gerçekçi olmayacağını belirten Emiz Sazak, “Mevcut durumda siyaset ile ekonomi arasında gidip gelen bir risk sarkacından söz etmek olanaklıdır. Bu durumda makro ekonomiden sektörlere ve yatırım kararlarına uzanan geniş bir yelpazede hem riskleri hem de fırsatları yakından izleyerek yol almakta yarar vardır” dedi. Emin Sazak 2014 yılıyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:

“Türkiye için yapılan projeksiyonlarda, yakın dönem ile ilgili olarak bölgesel jeopolitik sorunlar, piyasaların ABD ve FED kaynaklı mesajlar ile dalgalanması olasılığı, ekonominin sürdürülebilir olmayan yapısal özellikleri ve yaklaşan seçimlerin mali disiplini sekteye uğratabilecek olması gibi risklerin bulunduğu değerlendirilmektedir.”

Hükümetin gündemindeki mega projeler ile kentsel dönüşüm projeleri ise inşaat sektörü üretiminin artmasını sağlayacak değerli fırsatlar olduğuna vurgu yapan Sazak, “2014’ün seçim yılı olması da sektörü olumlu etkileyebilecektir. Pek çok ekonomist, yeni konut projelerinin, her ne kadar uzun dönemde sakıncaları olsa da, bir çok sektörü etkileyerek yarattığı canlılık nedeniyle hükümetin seçim öncesi feda edemeyeceği bir alan olduğunu ifade etmektedir” diye konuştu.

Ekonomi Bakanlığı verilerine göre, 2013 yılının ilk 6 ayında yurtdışında üstlenilen projelerin toplam tutarının önceki yıl aynı dönemine göre yüzde 70 artış gösterdiğini söyleyen Emin Sazak, üstlenilecek yeni iş tutarının 2013 sonunda 30 milyar dolar, 2014’te ise 35 milyar dolar olmasının beklendiğini kaydetti.

Güriş İnşaat

“Türkiye ekonomisi içinde çok önemli payı bulunan inşaat sektörünün büyüklüğü rakamlara da yansıyor. Örneğin kamu harcamaları içinde makine ve teçhizat yüzde 59 oranında artarken, inşaat harcamaları yüzde 54.9 düzeyinde artış gösterdi. İnşaat sektörü Türkiye genelindeki istihdamın yüzde 10’una yakın kısmını da tek başına sağlamaktadır.

Konut satışlarına baktığımızda ise giderek artan bir trend görüyoruz. 2010’da 607 bin konut satılırken, 2012’de 701 bin, 2013’ün ilk yarısında ise 568 bin konut satışı gerçekleştirildi. Türk müteahhitlik sektörünün yurtdışı başarıları da artarak devam ediyor. 2013 itibarı ile 27 ülkede 13.9 milyar dolar değerinde 154 proje üstlenildi.
Güriş İnşaat olarak yurtiçinde tamamlanan projelerimiz arasında şunlar var:

2X150 MW gücünde Çayırhan Termik Santrali I. ve II. Üniteleri İnşaatı ve Montajı, 4×175 MW gücünde Samsun’daki Altınkaya Barajı ve HES Tesisleri İnşaatı, 2×160 MW gücünde Çayırhan Termik Santrali III. ve IV. Üniteleri (Baca gazı dahil) İnşaatı ve Montajı, 2X150 MW gücünde Kangal Termik Santrali I. ve II. Üniteleri İnşaatı ve Montajı, Bursa Hafif Raylı Sistem 1. Aşama İmalat, İnşaat, Montajı, İşletme ve Bakım Tesisleri, Ankara Metrosu 3. Aşama – Batıkent -Sincan Hattı inşaatı, Ankara Metrosu 2. Aşama – Kızılay-Çayyolu Hattı inşaatı yer alıyor.

Devam eden işlerimiz ise Afyon Dinar’da 115 MW gücünde Olgu Rüzgar Enerji Santralı, Aydın Germencik’te 209,90 MW gücünde Efeler Jeotermal Enerji Santralları, Muğla, Edirne ve Tekirdağ’da 165 MW Derne Rüzgar Enerji Santralları, Bursa Çevre Yolu, Yalova Ayırımı – Turanköy Köprülü Kavşağı Kesiminin inşaatı şeklinde.

Güriş’in yurtdışında teslim ettiği işler arasında; Dubai’de DS 117/2 Ana Pompa İstasyonu Mirdif Kanalizasyon projesi, Rusya Krasnador’da Kardiyoloji ve Kardiyo Cerrahi Hastanesi projesi, Moskova’da, Mostbank idari ve teknik hizmetler binası projesi, Dubai’de DS 131 Al Barsha pis su ve drenaj işleri ve Romanya’da Satu Mare Güney Endüstri Parkı bulunuyor.

Halen Libya Trablus’ta üroloji hastane inşaatı projesi, Libya Trablus’ta Al Fatah Üniversitesi Öğrenci Yurdu inşaatı projesi, Libya Trablus’ta Al Fatah Üniversitesi Dişçilik, Eczacılık, Tıp Fakülteleri inşaatı projesi, Suudi Arabistan Cidde’de Güney Cidde Atıksu projesi ile Ukrayna Kırım’da 250 MW gücünde Western Cirimia Rüzgar Enerji Santralı projelerimiz devam ediyor.”

MESA İnşaat

“İnşaat sektörünün 2013 yılı uluslararası karnesine baktığımızda; başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkede yavaş hızlı bir hareketliliğe karşın halen durağan bir durum söz konusu. Ekonomik göstergelere paralel olarak, uluslararası arenada inşaat sektöründe hareketlilik yaşanan ülkeler; bizim de aralarında bulunduğumuz, güçlü gelişme kaydeden ülkeler. Uluslararası inşaat sektörünün önemli bölgelerinden Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da ise hala taşların yerine oturmadığını görüyoruz.

2013’ü MESA olarak da iyi bir yıl olarak geçirdik. Beklenilen mega projemiz Tema İstanbul’a, rekor bir konut satışı ile başladık, güçlü bir şekilde devam ediyor. Kartall MESA ve Sahill MESA’da hem inşaat, hem de satışlar planlananın üzerinde ilerliyor. Kağıthane’deki A+ ofis projemiz Papirus Plaza’da iş hayatının başladığı bir yıl oldu. Oradaki satışlarımız da tamamlanma trendinde. Bahçeşehir MESA & Nurol Evleri’nin 4’ncü etabında satışlar tamamlandı, buradaki 5 etap konut projemizin hazırlıkları da son aşamada. Ankara’nın en seçkin projelerinden olan ParkOran’da ise hem mükemmel bir yaşam ve hem de kalan son satışlarımız iyi gidiyor.

Sektörün 2012 yılı dalgalanmasından sonra 2013 yılı, taşların oturduğu bir yıl oldu. 2014’ün de sürpriz yapmayacağını düşünüyor, temenni ediyorum. Ama belirli riskler de var. Bugünden 2014 için konuşulan, öngörülebilen tek unsur seçim. Ancak ben seçim ekonomisinin, gayrimenkul sektörüne kayda değer olumlu veya olumsuz bir etki yapmayacağı görüşündeyim. Faizlerdeki birkaç puanlık bir dalgalanma dahi, sektörde olumlu ya da olumsuz yönde seçimden çok daha önemli bir fark yaratacaktır. Sonuç itibari ile gayrimenkul sektörünün 2014 yılında, şartlar beklentiler dahilinde gelişirse Türkiye büyümesinin biraz önünde ya da civarında bir büyüme kaydedeceği, bugünkü parametreler ışığında öngörülüyor.

2014 yılı, MESA için ayrı bir önem taşıyor. Zira MESA, 2014 yılında, 45’nci kuruluş yıldönümünü kutlayacak. Aslında bu 45 yıl, inşaat sektöründe aile şirketlerinde bile nadir görülen bir süre. Biz ise çok ortaklı yapımıza karşın 45’inci yılımızı kutluyor ve önümüzdeki 45 yılları planlıyor olacağız.

Öte yandan 2014 yılı, MESA için; güncel önemli projelerimizin tamamlandığı ya da finale yaklaştığı bir dönem olacak. Bununla birlikte 2014, yeni projelerimizden kiminin başladığı, bazılarının da hazırlık aşamalarının yoğunlaşacağı bir yıl olacak. Şu an için 2014 yılında, sadece Ankara Alacaatlı’da 850 konutluk projemize ve Bahçeşehir’de ise yeni etap konut projemize başlayacağımızı belirtebilirim. 2014 yılında başlayacağımız diğer projeleri de, sürpriz olarak bırakalım.”

YDA Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Arslan

“Ankara ve İstanbul’da 3 milyon metrekarenin üzerinde konut inşaatı projemizle piyasanın lider firmalarından biri olarak, konut sektöründe çıtanın her geçen gün yükseldiğini söyleyebiliriz. Sektör açısından geride bırakmaya hazırlandığımız bu yılın olumlu geçtiğini görmek umut verici. Firmamız özelinde de 2013’ün, tamamladığımız ve başlangıçlarını yaptığımız projelerle hayli verimli bir yıl olduğunu söyleyebilirim.

Uluslararası açıdan baktığımızda da başarılı bir yıl olarak değerlendirebileceğimiz 2013 yılı; rekabetin de aynı oranda keskinleştiğini bir yıl oldu. Son dönemde küresel bazda yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmelerin etkilerini bizler de hissettik. Açıkçası, ABD Merkez Bankası’nın tahvil alımlarını azaltma kararı ile ABD’nin bütçe krizinin ve Suriye’deki iç savaşın sektöre yansımaları büyük oldu. Bu gelişmelerle uluslararası rekabet büyük ölçüde arttı, özellikle de bizlerin en güçlü olduğu Ortadoğu ve Afrika pazarlarında. YDA olarak bu rekabet ortamında bir adım önde olmak için bilgi ve tecrübemiz kadar sektördeki son yenilikleri, teknolojileri takip etmenin hayati önem taşıdığının bilinciyle hareket ediyoruz.

Bu yıl sektörün yakaladığı büyüme ivmesinin 2014 yılı içinde de süreceğine inanıyorum. Ülke ekonomisinin lokomotifi olarak nitelendirdiğimiz inşaat sektörünün desteklenmesi, üretim ve yatırım teşviklerinin artması sürdürülebilir kalkınma için büyük önem arz ediyor. 195 ülkede ve 24 farklı sektörde derecelendirme yapan Business Monitor International şirketinin Kasım 2013’te yayınladığı analizde; 2014 yılının ilk çeyreğinde Türk inşaat sektörünün sağlıklı bir gelişme göstereceği, altyapı ve konut projelerinde istikrarlı bir artıştın olacağı öngörüsüne yer veriliyor.

YDA açısından değerlendirirsek, bu yıl içinde kamu özel ortaklığı iş birliği modeli ile projelendirilen 1600 yataklı Kayseri Hastanesi, 600 yataklı Manisa Hastanesi ve 840 yataklı Konya Hastanesi’nin yapımı 2014’te devam edecek. Planlanacak yeni şehir hastanelerinin paydaşlarından biri olmak da hedeflerimiz arasında. Yatırımlarımızı artırmayı planladığımız enerji sektöründe HES, jeotermal ve solar ile tarım sektöründe ise topraksız sera ve hayvan yetiştiriciliği ile önemli atılımlar yapacağız. 2014 yılının ilk çeyreğinde Ankara Söğütözü’nde 360 konut ve iş merkezinden karma kullanımlı yeni bir gayrimenkul projesine başlayacağız. İstanbul’da yapımı devam eden The İstanbul projelerinin bir nevi devamı olacak The Ankara ve The Kayseri markalı konutlarını, 2014 yılında projelendirmeyi planlıyoruz. Uluslararası arenada da prestijli projelere imza atmak bizler için ayrı bir gurur kaynağı. Yapımı devam eden ve 2014 yazında işletmeye açılacak Kazakistan Astana Milli Parkı bunlardan biri. 2014’te Rusya’dan Suudi Arabistan’a pek çok ülkede önemli projeleri hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca gayrimenkul yatırım ortaklığı kurup halka açılmak da üç yıl içerisindeki hedeflerimiz arasında.”

OYAK Otomotiv ve Çimento Grubu

“2018 yılı inşaat sektörü için uygun hava koşulları ile başlamıştı, dolayısıyla 2017 yılında yavaşlayan konut sektörünün daha canlı bir görüntü verdiğine şahit olduk. Faizlerin düşük seyretmesi de konut kredilerinin avantajlı bir duruma gelmesini beraberinde getirdi. Fakat 2018 yılının asıl talep yaratan kısmı altyapı projeleri idi. Devam eden projeler, inşaat sektörünün hareketli olmasını sağlıyor ve çimento talebini artırıyor.

Şu ana kadar açıklanan veriler ağustos sonu itibariyle çimento iç talebinin yüzde 12 arttığını gösteriyor ve senenin yüzde 10 veya çok yakınında tamamlanacağını öngörüyoruz. OYAK Çimento Grubu olarak 5 entegre fabrika ve 30’a yakın hazır beton tesisi ile biz bu pazarda yüzde 14- 15 arasında pay ile en üstteki yerimizi korumaya devam ediyoruz.

Yüzde 5 civarında büyüme beklediğimiz yeni yılda bir önceki yıl başlayan uzun soluklu projelerin aynen devam edeceğini öngörebiliriz, yüzyılın projesi olarak nitelenen Marmaray’ın taşıtlar için olan versiyonu Avrasya Tüneli’nden İzmit Körfez Geçişi’ne kadar pek çok önemli projede OYAK Beton olarak yer almaya devam edeceğiz, bu projelerde Şirketimizin kullandığı çimento da özel üretim ve istisnai bir ürün, bunu da Bolu Çimento imal ediyor.

Kısa bir süre önce başlayan ve yeni yıl boyunca devam edecek en büyük yatırımımız Bolu Çimento’nun Ankara tesisinde yapacağı kapasite yatırımı olacak. Sadece çimento öğütmesi yaptığımız Ankara tesisinde ara mamul olan klinker üretimini sağlamak için 75 milyon euro bedelinde bir fırın yatırımına başladık.

Çevreye ve Türkiye’nin enerji ithalatına olumlu katkı yapacak 2 projeyi ise Aslan ve Bolu Çimento’da yürütüyoruz: Üretimde oluşan atık ısıyı elektrik enerjisine çevirerek, sistemin ihtiyaç duyduğu elektriğin yüzde 20’si civarında bir kısmı bu yolla elde etmeyi planlıyoruz.”